Türkiye’deki Irmaklar ve Genel Özellikleri
Her bölgesinde pek çok ırmak bulunan ülkemizde, yağışlı mevsimlerde ırmak faaliyetleri çoğalırken, kurak yarıyıllarda eksilmektedir. Irmaklar, yeryüzü biçimlerinin çeşitliliğini çoğaldırırlar. Ayrıca ülkemizin engebeli yapısı, ırmak faaliyetlerini çoğaldırmaktadır. Ülkemizin yarımada biçimine bağlı olarak, nehirler kaynaklarını kıyı dağlarından alırlar. Bu tip nehirlerin boyları kısadır.
Her bölgesinde pek çok ırmak bulunan ülkemizde, yağışlı mevsimlerde ırmak faaliyetleri çoğalırken, kurak yarıyıllarda eksilmektedir. Irmaklar, yeryüzü biçimlerinin çeşitliliğini çoğaldırırlar. Ayrıca ülkemizin engebeli yapısı, ırmak faaliyetlerini çoğaldırmaktadır.
Ülkemizin yarımada biçimine bağlı olarak, nehirler kaynaklarını kıyı dağlarından alırlar. Bu tip nehirlerin boyları kısadır.
Türkiye yarı kurak abuhava özelliği dolayısı ile iç bölgelerinde pek çok ırmak barındırır. Bu sayede kapalı havzalar oluşmuştur.
Kaynaklarını doğu Anadolu gibi yüksek bölgelerden ve büyük dağlardan alan nehirlerin boyları uzundur. Bu nehirlerden kimileri, akışlarını ülkemiz hudutlarının dışında da sürdürürler.
Ülkemizin rakım ve meyil özelliklerine bağlı olarak, nehirlerin akış süratleri fazladır. Enerji potansiyelleri ve yıprandırma eforları yüksek olan ülkemiz ırmakları, fazla ölçüde alüvyon taşırlar. Genelde akış doğrultuları dağların uzanış doğrultusuna paraleldir.
Yüksek akış eforlarına ve süratlerine karşın erişim ve taşımacılık için ergonomik olmayan nehirlerimiz, ülkemizin nebat örtüsünü canlandırır ve eriştikleri yerlere fayda sağlarlar. Ancak balıkçılık ve su sporları açısından ehemmiyetli bir potansiyele sahiptirler.
Doğu Karadeniz Bölgesi‘nde yağış ölçüyü oldukça fazladır. Yağış, kesintisiz ve kumpaslıdır. Bu sebeple bu bölgedeki nehirler her zaman bol su taşırlar. Ege Bölgesi‘ndeki nehirler, meyilleri fazla olmadığından düşük süratte akışa sahiptirler. Menderesler yaratarak akarlar.
Türkiye’nin ırmaklarının büyük bir kısmı kaynaklarını ülkemiz hudutları içinden alır ve ülkemizin kıyısı olduğu denizlere dökülür. İç bölgelerdeki bazı minik nehirler denize kadar erişemeyerek iç kesimlerdeki kapalı havzalarda son bulurlar. Bazı nehirler ise kaynaklarını başka ülkelerden alarak ülkemiz hudutları içinde denizlere erişir ve son bulurlar. Kaynağını Doğu Anadolu Bölgesi‘nden alan bazı nehirlerimiz, ülkemiz dışındaki denizlere dökülürler.
Karadeniz Bölgesi, en geniş sarih havzaya sahip bölgedir. Başka Bir Deyişle bu bölgede, nehirlerin denize erişebileceği alan geniştir. Ülkemizin ırmaklarının üçte biri Karadeniz’e dökülür. Bu ırmakları, Çoruh Nehri, Kızılırmak, Doğankent Çayı, Yeşilırmak, Kızılırmak, Yenice Irmağı, Bartın Çayı ve Sakarya Nehri olarak sayabiliriz.
Marmara Denizi’ne dökülen nehirlerin boyları kısa ve havzaları dardır. Bunun sebebi bu bölgedeki yer biçimleridir. Bölgenin en ehemmiyetli nehri Susurluk’tur.
Ege Denizi’ne dökülen nehirlerin büyük bir kısmı doğu-batı istikametinde akarlar. Irmaklar denize eriştikleri kısımlarda delta ovaları alana getirmişlerdir. Irmakların meyilleri az olduğu için menderes oluştururlar. Ege Bölgesi’nin tarımı için büyük ehemmiyet taşıyan nehirlerin başlıcaları Meriç Nehri, Bakırçay, Gediz Nehri, Minik Menderes ve Büyük Menderes’tir.
Akdeniz havzasındaki nehirler, denize erişmek için kıyıya paralel konumda bulunan dağ sıralarını aşarlar. Bu bölgede dağlar kıyıdan itibaren yükseldiği için nehirlerin çoğunun boyları kısa ve su toplama alanları dardır. Çoğunlukla karstik kaynaklarla beslenen bölgenin ırmaklarına, Dalaman Çayı, Aksu Çayı, Köprü Çayı, Manavgat Çayı, Göksu, Seyhan, Ceyhan ve İsyankar Nehri misal olarak sayılabilir.
Yazar:Ayşegül Güngör