Bir İtalyan Bayağıyı: Gondol
Gondol İtalyanca gondola, Venedik’in lagün şartlarına uygun ananesel, düz tabanlı, tek kürekli bir teknedir. Daha dar olması dışında bir kanoya eş. Tekneye yakalatılmamış küreği aynı zamanda dümen gibi kullanan bir gondolcu tarafından yönlendirilir. İsmi ilk kere Venedik Dükası Vital Faliero de Doni’nin bir kararnamesinde 1094 geçen gondol, asırlar süresince Venedik’teki en yaygın ana erişim vasıtasıydı. […]
Gondol İtalyanca gondola, Venedik’in lagün şartlarına uygun ananesel, düz tabanlı, tek kürekli bir teknedir. Daha dar olması dışında bir kanoya eş. Tekneye yakalatılmamış küreği aynı zamanda dümen gibi kullanan bir gondolcu tarafından yönlendirilir.
İsmi ilk kere Venedik Dükası Vital Faliero de Doni’nin bir kararnamesinde 1094 geçen gondol, asırlar süresince Venedik’teki en yaygın ana erişim vasıtasıydı. Gondollar, gondolcular arasında tertip edilen özel kürek müsabakalarında da kullanıldı. Bugünkü ilk rolleri ise, turistleri dolaştırmaktır. Suratlarca sene evvel Venedik kanallarında gezen binlercesinden geriye takribî 400 ruhsatlı gondolcu kaldı. Ancak, artık uzak geçmişin daha önceki püskü konut üretimi teknelerinin yerini daha kibar ve azametlileri almış gidişatta.
Düz tabanları sebebiyle, gerektiğinde yanlamasına da çekilebilen gondollar, 20. asrın başlarına kadar, yolcuları hava şartlarından veya gözlemcilerden gözetmek için “felze” denilen minik bir kabin ile donatılmıştı. Pencereleri, “Venedik jaluzisi” ile örtülebiliyordu.
Ananesel “felze” kaldırıldıktan sonra, yerini “tendalin” isimli bir cins yazlık tente aldı. Geçmiş asırlarda gondollar muhtelif renklerde olabilirken, zengin kesimin birbirleriyle müsabakaya dönüşen fazla tüketmelerini kısıtlamak için çıkarılan bir yasa kapsamında 1562 tüm gondollar siyaha boyandı.
17. ve 18. asırlarda sekiz bin ila on bin gondol olduğu varsayım edilmektedir. Gondolların,Venedik’in sembolü haline gelmiş olmalarına karşın, Venedik Cumhuriyeti zamanında tek erişim vasıtayı değillerdi. Jacopo de Barbari’nin 1500 senesinde çizdiği Venedik haritasında, teknelerin sadece bir kısmının gondol olduğu, çoğunluğu sürükletmelerin ve öbür teknelerin oluşturduğu görülmektedir.
Tarihi gondol, çağdaş gondoldan oldukça değişikti. Ressam Canaletto’nun Giovanni Antonio Canal, 1697-1768 tablolarında daha pespaye bir pruva, daha yüksek bir “ferro” ve genellikle iki kürekçi görülmektedir. Muz şeklindeki çağdaş gondol 19. asırda tekne üreticisi Tramontin tarafından geliştirildi. Gondol tasarımı, şehir idaresinin farklılıkları menettiği 20. asrın ortalarına kadar büyümeyi sürdürdü. [Giovanni Antonio Canal.jpg]
Günümüz gondolu 10 metre 82 santim uzunluğunda, 1 metre 37 santim genişliğindedir ve ağırlığı 700 kgdır. Sekiz çeşit ağaç ıhlamur, meşe, maun, ceviz, kiraz, köknar, karaçam ve karaağaç kullanılarak elle yapılmış toplam 280 parçadan oluşmaktadır. Üretimi takribî iki ay devam ettir. Teknenin önündeki genellikle demirden yapılan süsleme, pirinç, paslanmaz çelik veya alüminyumdan da yapılabilmektedir.
Gondolun her detayının kendi sembolizması vardır. Gondolun “ferro” denilen demir başı, gondolun popo tarafındaki ağırlığı dengelemek için zorunludur ve “Canal Grande”nin sularının kıvrımlarını sembolize eden “S” biçimindedir. Demir başlıktaki altı diş altı ilçeyi başka bir deyişle Venedik’in “sestieri” sini temsil eder. Geriye doğru çıkıntı yapan bir dişin Giudecca adasını, “ferro”nun tepesi ile dişler arasındaki yarı dairesel kesiğin Rialto Köprüsü’nü temsil ettiği söylenmektedir. Bazı gondollarda görülebilen üç kabartma ise kentin üç adasını Murano, Burano ve Torcello simgelemektedir.
Şarkıları ve sesleriyle namlı gondolcular, altı aydan fazla süren bir tekne eğitimi ve çıraklık yarıyılından sonra, imtihana girerek lisans alabilmektedir. Standart olarak mavi veya kırmızı çizgili üst, kırmızı fular, geniş kenarlı saz şapka ve koyu renk pantolon giymektedirler.